Üyelik Girişi
Site Haritası
E-ÖĞRENİYORUM
ÖZEL DERS
EĞLENCE
Hava Durumu
Takvim
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.413134.5510
Euro36.357136.5028
GOOGLE REKLAMLARI

 

YÖS ÇALIŞMALARI
GLOBALYÖS-BURSA
YÖS HAKKINDA

İBRAHİM HALİL BABAOĞLU
ibabaoglu47@gmail.com
NİÇİN MATEMATİK YAPAMIYORUZ
10/06/2011

NİÇİN MATEMATİK YAPAMIYORUZ

 

            Niçin matematik yapamıyoruz? Bu sorunun cevabı ne matematiğin zor olması, ne anlaşılmaz terim ve kavramları içinde barındırması, ne kapasitemizi aşıyor olması, ne karmaşık olması ve ne de ancak zeki insanların yapabileceği bir ders olması değildir…Bu sorunun çok basit iki cevabı var. Biri korku(ki en önemli faktördür), bir diğeri de öğrenmek için gerekli zamana sabır göstermemek.

 

            Şimdi bu söylediklerimi biraz açayım:  İnsanlar doğuştan iki tip yaratılırlar sayısal beyinli insanlar ve sözel beyinli insanlar. Bunun anlamı sayısal beyinliler sözeli, sözel beyinliler de sayısalı yapamaz değildir. Hatta kesinlikle değildir. Sadece sayısal beyinliler sayısala daha yatkındır, ama kesinlikle sözel de yapabilirler. Aynı şey sözel beyinli insanlar için de geçerlidir.Her ikisini de süper yapan yokmu? Elbette var. Zeka, geliştirilebilir bir olgudur. Siz nasıl ve hangi yöne yönlendirirseniz beyin de o yönde kendini geliştirir. Bakın eski alimlere, adam hem matematikçi, hem bir şair, hem bir filozof,  hem de astronomide söz sahibidir. Mesela Ömer Hayam; edebiyatçılar çok iyi bir şair bilirler, biz onun ünlü bir matematikçi olduğunu söyleriz, oysa o astronomi fizik ve coğrafyada da söz sahibiydi. Peki onlar yapabiliyorlar da biz niye yapamıyoruz? Aslında yapamıyoruz değil, yapmak istemiyoruz. Yapabileceğimize inanmıyoruz. Kendimize güvenmiyoruz. Yapmak isteyip becerememekten KORKUYORUZ…

 

            Evet korkuyoruz. Çünkü bizden öncekiler hep matematikte zorlandılar, tüm dersler pekiyi iken o hep zayıf ve orta idi. Zekamızı hep matematikle ölçtüler. Matematiği iyi olan çalışkan, diğerleri tembel kabul edildi. Şu diyaloğa dikkat!

 

(Ahmet beyler misafirliğe gelmiştir. Sohbet arasında laf döner dolaşır evin küçüğü Ali’ye gelir.

Ali yavrum derslerin nasıl ?

-         Matematiğim 5 Ahmet amca

-         Aferin sana evladım öyle devam et. Çalışkan çocuk canım. Zeki..zeki..

-         Ama Türkçem 2 maalesef

-         Olsun evladım

-         Coğrafyam da pek iyi sayılmaz son yazılıda kopya çektim diye hoca sıfır verdi

-         Halt etmiş o hoca  senin gibi çalışkan birine yapılırmı bu

Ali övülmenin gururuyla oturur yerine

Sıra evin büyüğü Mehmet’e gelmiştir.

-         Mehmet oğlum senin derslerin nasıl? Sen de Ali gibi çalışkan mısın?

-         Derslerim hepsi 5 Ahmet amca yalnız (der Mehmet kısık sesle) matematik biraz kötü. Son yazılıda 1 aldım. Ama çalışıyorum düzelteceğim. Kendime güveniyorum

-         Ah be evladım ne olurdu Ali gibi çalışkan olsaydın.. (etrafına dönüp..bu çocuk tembelmiş)

-         Ama Ahmet amca Coğrafyam 5

-         Peh..

-         Türkçede de son yazdığım kompozisyon okulda birinci seçildi

-         Tıss

-         Okulun tiyatro bölümünün de gözde öğrencisiyim. Hocamız ‘Sende iyi bir cevher var’ diyor.

-         Bunların hepsi boş evladım ,sen matematikten haber ver, biraz  daha çalış ta Ali gibi matematiğin iyi olsun

-         Mehmet ezik ve üzgün vaziyette odasına çekilir ve ağlar…)

 

Toplumdaki bu zihniyet bireylerin üzerinde baskı oluşturdu. Bu baskı başaramama korkusunu besledi..büyüttü.. sonunda matematiği çalışmaktan bile korkar hale getirdi. Mehmet kardeşi Ali gibi matematiği iyi olsun diye her çalıştığında ya yapamazsam, ya onun gibi 5 alamazsam korkusu bir an önce çalışıp hemen öğrenmeyi  ve başarmayı istemeye sevketti. Çözemediği her soru, anlayamadığı her konu gözünde dağ gibi büyüdü..büyüdü.. Sonunda ikinci tuzağa yani sabırsızlık tuzağına düştü. Ben bu soruyu niye çözemedim, bu konuyu neden anlamadım, nasılsa matematik yapamıyorum  en iyisi matematiği bırakıp yarınki Türkçe yazılısına çalışayım der ve kaybeder…

 

            Evet kabul ediyorum soyut bir ders, belki diğerlerine göre azıcık zor da sayılabilir. Ama asla başarılamaz değildir matematik.

 

            Ve yine kabul ediyorum saydığım bu iki etmen yani korku ve sabırsızlık tek sebep değil; Öğretmen faktörü, çevre ve çalışma şartları, ders tekrarı yapmama ve bol soru çözmeme de diğer önemli etkenlerdir AMA ASLA BAŞARILAMAZ DEĞİLDİR MATEMATİK.

            

İnsan korktuğu  ve bilmediği şeylerden  uzak durmaya çalışır. Nasıl ki karanlıktan korkan bir çocuğu bir çölde üstü örtülerek mağaraya benzetilmiş bir lunaparka gece vakti her taraf karanlık iken içerisi de görünmez iken ‘ gel bak sana ne göstereceğim’ deyip oranın lunapark olduğunu bilmeyen çocuğu mağara görünümlü lunaparka sokamazsanız, matematikten korkan birine de matematik çalış ve başar diyemezsiniz. Deseniz de fayda etmez.

 

Hastalandığınızda hastalıktan kurtulmanın en sağlam ve kestirme yolu doktora gitmektir. Bana bir şey olmaz kendi kendine geçer derseniz çoğu zaman hastalığınız ilerler ve tedavi edilemez bir hal alır. Sonunda yine doktora gidersiniz(eğer gidecek kadar yaşarsanız tabi) doktor sizi önce iyi bir muayene eder sonra telkinlerde bulunur en son ilaç verir ve söylediklerimi de ilaçları almayı da unutma der gönderir. Sonrası size kalmış. İlaçları kullanır denilenleri yaparsanız en yakın zamanda iyileşmeniz mümkün olur.

 

 Matematik Korkusu da bir hastalık haline gelmişse tedavi edilmesi şarttır. Gideceğiniz doktor ise tıp doktoru değil dalında uzman bir rehberlikçi ve neyi nasıl yapacağınızı, nasıl çalışırsanız başarılı olacağınızı öğretecek bir matematik hocasıdır. Söylenenleri yaparsanız korkunuzu yenersiniz . Yapmasanız korkmaya devam edersiniz.

 

Evet sevgili öğrenciler, sanırım ve umarım  ne demek istediğimi anlamışsınızdır. Şimdi sıra bu korkuyu yenmenin ve matematikte başarılı olmanın yollarını açıklamaya geldi. Eh artık onu da bir sonraki köşe yazımı takip ederseniz öğreneceksiniz. Şimdilik hoşçakalın. Sevgiler.

 

 

YAZAN:  İbrahim Halil BABAOĞLU

                     Matematik Öğretmeni

NOT: BU YAZI KAYNAK GÖSTERİLMEK KAYDIYLA KULLANILABİLİR



22369 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Matematik Hastalığı     19/06/2011 19:10

Hocam doğru teşhis.Aslında Matematiği sevdirmenin yolu olmalı ve eğitim müfredatına eklenmeli. Buda sizin gibi işini seven sorumluluk sahibi hocaların sayesinde olacak. Allaha emanet olun.
Mehmet Ali BABAOGLU

way     13/06/2011 18:27

vay hocam ne güzel yazmışsınız :))
Hatice Oğul

matematik =(     10/06/2011 11:16

aynen hocam yazdığınız gibi matematik tam bi hastalık haline gelmiş en azından bende :)
gözde yalçın

Yazarın diğer yazıları

ZAMANIN KIYMETİ - 26/12/2022
Zaman Allah’ın bizlere sunduğu en kıymetli nimettir.
ZAMANIN KIYMETİ VE YÖNETİMİ - 26/12/2022
Zaman Allah’ın bizlere sunduğu en kıymetli nimettir.
ZAMANIN KIYMETİ VE YÖNETİMİ - 26/12/2022
Zaman Allah’ın bizlere sunduğu en kıymetli nimettir.
ZAMAN PLANLAMASI - 19/02/2015
ZAMANI İYİ KULLANIYORMUYUZ
ZAMAN PLANLAMASI - 19/02/2015
ZAMANI İYİ KULLANIYORMUYUZ
BANA SÖZ VERİN - 25/10/2014
SORU ÇÖZÜMÜNDE YENİ BİR YÖNTEM
LYS'YE DOĞRU - 16/04/2013
LYS'YE DOĞRU
SINAV KAYGISI VE BAŞA ÇIKMA YOLARI - 26/03/2012
SINAVA GİRERKEN
'0'(SIFIR)'IN KEŞFİ - 21/12/2011
SIFIRI KİM BULMUŞ
 Devamı